Didiyma Tapınağı
DiDYMA (YENIKÖY)
Didim'deki Didyma Tapinağı (Lev. 92 a, b: Sek. 354-356). Milet in kutsal kapısından (Sek a No. 33) başlayan kutsal yol (Şek. 347, No. 34) guneye dogru genellikle kiyı bovunda
derek, Didyma'nın Panormos adlı limanina ulaşiyordu. Oradan güneye doğru devediyor ve Didyma'da tapinağin kuzeydogusunda adak ve sunu terasinin önünde son buluyordu (Sek. 354). Kutsal yolun. Didyma ya ulaşan son kesiminde, her iki yanda oturmuş vaziyette insan heykelleri ile yatar durumda asian heykelleri bulunuyordu. Söz konusu eserler bugün British Museum dadir.
Didim'deki Didymaion Arkaik Dönem'de yaklaşık olarak yüz yıl boyunca Branchidler adı ile billnen bir rahip ailesinin yönetiminde çok büyük üne kavuşmuştur. M.O. 600 tarihlerinde
Misir Krall Necho (Herodot ll 159) ve daha sonra Kroisos, Didymaion'a armağanlar sunmuşlardir. Herodotos'a (, 92) göre Kroisos, Didyma Tapinagi na, Delphi'ye gönderdiği altindan sunularin agırlığında ve onların benzeri eserler göndermişti.
Pausanias (VIl 2,6) Didyma'daki Apollon kutsal yerinin ilk lon yerleşmesinden daha eski oldugunu söyler. Böylece Hellenlerin Anadolu'nun daha birçok yerinde olduğu gibi burada da yerli bir kült yerine kendi kültlerini koydukları anlaşilmaktadir. Gerçekten Erwin Bielefeld'in saptadığı gibi Didim'deki Didyma Tapinaği'nda M.O. 500 yıllarinda kült heykeli olarak yer alan ve elinde bir geyik tutan Apollon Philesios' un heykel tipi, Hitit-Anadolu gelenegiyle ilişkilidir.
Alman arkeologları 1962 yılinda tapinak içinde ve çevresinde yaptikları çalışmalarla
Didymaion'daki en eski yapı izlerini bulmuşlardir. Heinrich Drerup M.O.8. ya da7.yuzylda yapilmiş olmasi gereken ilk temenosun kuzey ve güney temellerinden beşer metrelik kalintilanni ortaya çıkarmıştir (Şek. 354). Eldeki bu temel izlerine göre eski sekos, ince uzun bir dikdörtgendi. Batı kismi 10,20 m. genişliğinde olan sekosun uzunluğu en aşaği 24m. idi ve doğuya doğru biraz daralıyordu. Bu sekosun içindeki kutsal avluda sunak, Bilicilik kuyusu ve Apollon'un defne ağacı gibi kült simgeleri bulunuyordu. Yine 1962 yilinda R.Naumann ve Klaus Tuchelt, Didymaion'un Hellenistik Dönem yapisinin guneybau ucunda M.0.7. yüzyilıin sonunda inşa edilmiş yaklaşık 3,60 x 15,50 m. ölçüsünde bir KOlonad ortaya çıkarmişlardir. Kolonad ile eski sekos karşıkarşiya olduğuna göre, ilk Diomaion'un 7. yüzyılda bu ek yapı ile genişletildiği anlaşılmaktadır (Şek. 354, No. 3).
Arkaik Didymaion:
(Sek. 354). Görüldüğü gibi olasılikla M.O. 8. yüzyılın sonunda inşa edilen ilk temenos ve ondan aşağı yukaı 100 yıl sonra yapılan kolonad küçük ve gosterişsiz yapilardı. Buna karşın lon dünyasınin M.O. 6. yüzyılın ilk yarısında ulaştiği panian dönemde Didymaion da buyük bir tapinak haline gelmiştir. Miletin lon kentleri arasiayrı bir yeri vardir. Daha az onemli bir kent olan Izmir'de bile 7. yüzyılın sonunda ya da yüzyılın hemen başında kaideleri, sütunları ve başlıkları tufa taşıindan, görkemlidir tapıanağın varlığı (Sek. 305 a, b; 247) göz önüne alinırsa Arkaik Didymaion'un 560-550 yillarında büyük bir bölümüile inşa edilmiş olduğu sonucuna varilır. Kroiso eserlerden oluşan degerli armaganlarını da ancak böyle büyük bir tapinağa gönderilmiştir. Arka eseraik Didyma Tapinagi nin ana bölümleri M.Ö.560 yıllarında yapilılmış olmaları gereken Sisam ve Efes tapinakiarinin etkilerini göstermektedir. Her ne kadar Arkaik Didymai, Hellenistik yapinin altinda kalmiş ise de onun bir rekonstrüksiyon çiz Burada G. Gruben in çizdigi plani veriyoruz (Şek. 354). Bu yapi 85,15x38,39 m. ölçüsünde de bir dipterostu. Yani naosun dört yanını iki sütun sirasi çeviriyordu. Burada Efes tapinağında olduğu gibi dış peristasis yani diştaki sütun sirasi yanlarda dasirasi yanlarda 21, doğu yünde 8, arka yonde ise 9 sutundan oluşuyordu (Sek. 354). Her iki sütun sira ine alinirsa naosu 104 Sutun çeviriyordu. Naostakiler de bu sayiya eklenirseta 112 sütun bulunuyordu.
Yeni yapida kutsal avlu genişletilmiştir. Aslinda Arkaik Didymaion, eski sekosun büyütülmüş Örneginden ayri bir şey değildir (Sek. 354, No. 1). Görünüşe göre defne agacı bilicilik kuyusu yine burada, o zaman da bulunuyordu. Buna karşın Apollon'un kült heykeli için bir naiskos yani küçük bir tapınak inşa edilmiş olsa gerektir. Sekosun içinde olan templum in antis şekilli bir naiskos (Şek. 354, No.2) aşağida göreceğimiz gibi, Didymaion'un 6. yuzyllin sonlarinda geçirdigi onarım sirasinda yapılmıştır. 560-550 tarihlerinde inşa edilmiş olan Didim'deki Arkaik Didymaion'un da bir naiskosunun ya da şimdi Klaus Tucheltin öne sürdügü gibi bir Kutsal-Kaynak evinin (AA 1986, 33-50) olması gerekir; ancak onun izlerine rastlanmamiştir. 6. yüzyılin sonlarinda yapilan, sözünü ettiğimiz bu naiskos 50,25 x 17,45 m. boyutlarindaki yeni sekosun içinde açık havada idi (Şek. 354, No. 2). Ancak bu kutsal avlu yaklaşık olarak 17,50 m. yükseklikte bir duvarla çevrilmiş oldugu için Arkaik Didymaion diştan üstü kapalı bir yapi etkisi uyandırmaktadır. Fakat sekos duvarlarinda yer alan karşıliklı pilasterler arasındaki açıkliğın 13,50 m. olduğu düşünülürse,bu kismin bir çati ile örtülmesine olanak yoktur. Buna karşın pronaosta bulunan iki sira sütunun ortaya koydugu gibi, pronaosun üstü kapaliydı. Sekos duvarınin içi Sisam'daki ikinci Hekatompedos'ta olduğu gibi pilasterlerle yani dörtköse yarım sütunlarla desteklenmiştir (Sek. 354). Bu pilasterlerin dik duruşları uzun duvarların yatay görünümü ile güzel bir kontrastlik oluşturuyor ve onlarin tekdüzeliliğini hareketlendiriyordu. Sütunlar, sütun kaideleri ve başlikları Efes Artemis Tapinağr'nin (Şek. 323) tipindeydiler. Sütun govdeleri 36 yivliydi. Tapinağın ana yapı malzemesi poros taşıdir. Ancak dişaridan görülen bölümleri, bütün üst yapI ve pronaostaki sütunlarla başlikları mermerdendi. Pronaosun sütunlarınin alt kismi Efes tapinaginin ön yüzündeki sütunlarda olduğu gibi (Şek. 323)kabartmalarla süslü idi. Bu kabartmalardan ele geçen iki güzel kadın başı halen Berlin Müzesi'ndedir. lon sanatınin en başarılı örnekleri olan bu eserler en geç M.O.550 tarihlerinde yapilmişlardır, yani Arkaik Didymaion'un ilk inşa evresindendirler. Ayrica Arkaik tapinagin üç fascialı architravinda yer alan ve halen biri Istanbul, diğeri ise Berlin MüzeSi'nde korunan kanatlı gorgolar Geç Arkaik eserler olup, tapinağın 6. yüzyıl sonundaki onarim dönemindendirler.
Yukarida söz konusu olan ve Apollon Philesios adı ile anılıyoruz kült heykeli de 6. yüzyılın sonunda yapilmiş olmalidir; çünkü Pausanias'in anlattığina gore eserin heykeltraşıI M.O. 500 tarihlerinde yaşamiş Sikyonlu Kanachos'tur. Bugune degin söz konusu onarim sirasinda heykelin yer aldiği naiskosun da yeniden yapılgi duşünülüyordu.
Ancak şimdi Klaus Tuchelt sekos içindeki naiskosu "Kutsal-Kaynak evi olarak tanimlamakta ve yontucu Kanachos un yaptigi Apollon heykelinin burada yer almiş olamayacağını ileri sürmektedir (AA 1986, 33-50; Jdl 101, 1986, 75-84). Kutsal kaynak suyunun bilicilik (kehanet) ile olan ilişkisi goz onunde tutulursa Klaus Tuchelt'inisi cazip gelmektedir. Boyle olmak ile beraber Didyma tapinaginda bir Apollon heykelinin yer aldiğı da şüphesizdir. Onun için sorun henuz açıklık kazanmış değildir.
Arkaik Didymaion'un doğusunda yer alan yuvarlak sunak, naiskosun iki sütununun orta ekseni üstündedir (Sek. 354, No. 4). Sunagin ortasındaki KUyunun da dinsel bir işlevi oması gerektir.
Tapinağin bütün doğusunu yarim daire şeklinde çeviren 3, 50 m. yüksekteki duvar, üst kenarıni süsleyen lon kymasinin stiinden anlaşilacaği üzere Arkaik didymaion'un ilk yapildiği sırada ya da kisadir daha sonra inşa edilmiştir. Söz konusu duvarin doğusundaki ve güneyindeki düzlükte bulunan iki stoa da aynı şekilde 6. yüzyıldandirlar (Sek. 354, No. 5, 6). Sunu heykelleri ile tanri adına yaptirılan diğer anıtlar bu platform üzerinde yer allyorlardı. Her biri 2,50 m. genişliğindeki beş merdivenle bu terasa çıkiliyordu.
lon ayaklanmasından sonra Lade deniz savaşını kazanan Persler, Mileti ve onunla birlikte Didymaion'u da tahrip ettiler. Bu arada Persler ihanetlerinden ötürü Branchidle yani tapinağın rahiplerini Baktria' ya sürdüler ve Sikyonlu Kanachos'un yaptigi bronz heykelini de Ek batana'ya götürdüler. Sizliklarina kavuşturduktan sonra 4. yüzyılıin sonlarında Didymaion'un yapiminayiri um Hellenistik Didymaion (Lev. 92 a, b; Sek. 355). Büyük iskender lon kentlerini oa başlandi.
Bu siralarda M.O. 300 yıllarında Suriye kralı 1. Seleukos, Ekbatana' ya götürülmüş olan Apollon heykelini geri getirtti ve yeni tapinağın inşası için yardimlarda bulundu.
Tapinagin mimarları Paionios ve Daphnis'ti. Paionios Efesli olup, Artemisio mimarlarndan biriydi. Yeni tapinak da bir dipterostu, ancak 1. Didymaion'dan çok daha büyükti. G.Gruben'in yukarida verilen planinda Arkaik ve Hellenistik Didymaion'lar iç içe çizilmistir (Sek. 354). Arkaik yapinin yukarida diş peristasis ölçüleri verilmişti. Söz konusu
yapinin stylobat olçuleri yaklaşık olarak 87,65 x 40,89 m'dir. Buna karşın Hellenistik Dönem'dekinin stylobat õlçüleri 109,34 x 51,13m., naosunki ise 87,41 x 29,16 m'dir.
Böylece bu tapinak Efes'teki Artemision'dan (Sek. 320) ve Sisam' daki Heraion'dan biraz kücüktü, ancak Hellen dünyasıinın üçüncú büyük dinsel yapisiyd. Diş peristasis 21 x 10 sütunlu olup, burada öndeki sütun aralarınin daha geniş tutulması şeklindeki eski olan gelenegi terk edilmiştir. Çift peristasisin sütun sayısI 108'dir; tapinağin pronaostakilerle birlikte 120lon sütunu vardı. Chresmographeionun yani kehanetin (bilicilik) yazılip, okunduğu odanin girişindeki iki yarım sütunla, içindeki iki sütunun başlıkları Korinth düzeninde olup, Sutun sayısi bunlarla birlikte 124'dür. Yeni Didymaion'daki bir başka yenilik de yapinin yuksekligi 3,50 m. olan yedi basamaklı bir kaide üzerinde durması ve ayrica ön yüzün tam ortasinda on dört basamaklı bir merdivenin bulunmasidır (Lev. 92 a). Her iki özelik,Klasik Dönem Artemision'unda da bulunmaktadir ($ek. 321).Lothar Haselberger'in 1979'da sekos duvarlarında keşfettiği tapinağa ait plan çizimlerinin izleri zorlukla görülmektedir. Bununla birlikte Haselberger bu çizimlerin hepsini saptamiştır (Ist. Mitt. 33, 1983, 90-123). Söz konusu çizimler antik çağın bilinen ilk tasarim planlaridır. Önemli bölümleri ayakta duran tapinak bugünkü kalıntiları ile dahi coç etkileyicidir. (Lev. 92 a, b). Çevrede bulunan parçalarla bir gün Didymaion'u ayaga kaldırmak olasidir. Bu denli büyük bir yapının kisa bir sürede tamamlanmasina olanak yoktu tapinagin M.O. 3. ve 2. yüzyıllar boyunca inşasına devam edildiği, bir bölümü ancak Roma Donemi'nde tamamlandiği, hatta diş sutun sirasinin guneybati ve kuzey yönlerde hiçbir zaman bitirilmedigi anlaşılmaktadir. Ele geçen kalintilar, ilk olarak parçalar korunan naiskosun yerinde yalniz temelleri gorulmektedir (Lev. 92 b). Antala önünde dört lon sütunu bulunan 14,23 x 8,24 m. boyutlarindaki bu kuçukyapinin planı,Hellenistik Donem'de sevilen prostylos tapinak tipindedir ($ek. 295).Bu tür küçuk yapıların en ken örneklerinden biri Priene'deki Zeus Olympios Tapinagi'dir (Şek. 346 a)Bununla birlikte Didymaion'daki naiskosun cellasi, diger Hellenistik Donem örneklerine göre biraz daha uzun olup, onlara öncülük eder. Gerçekten naiskosun mimarlık süsleri irez örneklere çok yakın bir stilde ve oldukça güzel işçiliktedir. Ayrica kaidelerin Efes oluşu, başlıklarda kanalisin alt kenarinin yay şekili gostermesi de Erken Helleninde dönem'e işaret etmektedir. Seleukos'un M.O. 300 tarihlerinde Ekbatana'dan bronz Apollon heykeli uzun süre açıkta bekletilmeden soz konusu olan naiskos inşa edierek onun içine konmuştur.
Didymaion'daki naiskos, Anadolu' da Hellenistik Dönemindeki Attika etkilerinin ilk görüldüğü yapi olarak Özellikle anilmaya değerdir. Duvarların trochilos, torus şeklinde bir kaide üzerinde oturmasi ve arcnitravin uzerinde antheminlarla (lotus-palmet dizisi) süslü ensiz bir frizin bulunmasi, Attika Klasik sanatinın etkileri açiğa vurmaktadır. Duvarın Attika kaidesi şeklinde bir profil gostermesini Priene'deki 7 zeus Olympios Tapınağiinda da izliyoruz. Böylece Didymaion daki naiskos, plan ve mimariik süslerinin yüksek niteliği yönünden Erken Hellenistik Dönem özellikleri taşır.
Hellenistik Didymaion'da doğal olarak sekos da büyumuştür. Yazitlarda adyton olarakgeçen 53,63 x 21,71 m. boyutlarındaki bu kutsal avlunun duvarları 25m'den de daha yüksekti. Söz konusu duvarlar adeta kapalı bir cella etkisi yaratmaktadirlar. Gerçekten sanatkârlar duvarların yüzlerini zengin mimarlık ögeleri ve bezemeleri ile biçimlendirerek, bu temenosu bir yapı haline sokmuşlardır (Lev. 92 b; Şek. 356). Duvarlarin profili altta yüksek bir kaide ile başlar. Duvarları pilasterler desteklemekte, onlarin üstünde plaster başlikları (dörtköşe sütun başlıkları) ve hepsinin üzerinde de antithetik grifonlardan oluşan bir friz yer almaktadir. En üst kenar bir kornişle profillendirilmiştir. Pilaster başlik larindan ve antithetik grifonların oluşturduğu frizden halen yerde birçok parça bulumaktadir. Bu kalintılar, Hellenistik sanat özellikleri taşırlar ve stil bakımindan da söz konusu naiskos ile Hermogenes'in eserleri arasındaki bir dönemde yer alırlar. Bu nedene aydyton duvarlarinin M.0.2.yüzyilin başinda ya da ilk yarisinda yapilmiş olmalaingerekir.
Adytonun doğusunda 15,20 m. genişliğinde 24 basamaklı büyük bir merdiveen bulunmaktadır maktadir (Lev. 92 b). Bu merdivenlerle chresmographeiona yani biliciligin yazp söylendiği salona çıkilır.
Burasi 14,04 x 8,74 m. boyutlarında bir salondur. Üç Kapılı kapili girişte yer alan iki yarim sútun Korinth başlıkları taşır. Salonun yüksekliği 20 m. olup, çatısı merdendi.
Salonun doğusunda 5,63 m. genişliğinde ve 14 m. yüksekligindeki Bilicilik odasının bu kapısının söve taşi, pronaosun doşemesinden 1,46 m. yüksekti; bu nedenle chresmographeionagirişin olmadiği anlaşıilmaktadıir. Rahipler, Apollon'nun biliciliğini buradan açıkliyorlar, ilgililer de bunu pronaostan dinliyorlardı.Kapinin sağlam durumdaki 70 ton ağirliğa sahip Chresmograp denle de pro kuzey ve güney duvarlarinda bulunan birer kapidan merdivenlerle çatiya çikılıyırdu.Tavanları meanderlerle süslü olan bu merdivenler yazıtlarda Labyrinth adi ile geçktedir.
Söz konusu merdivenler kult torenlerinde büyük rol oynuyorlardı. Pronaosun 2,25 m.yüksekliğinde ve 1,2 m.genişliğinde birer kapı bulunmaktadır; bu kapiların her ikisi de üstü tonazla örtülü asaği dogru inen birer dar geçitle adytona yani üstü açık cellaya açılmaktadır.Her iki geçitin alt ucunda, tavanı karelerle, kapisi da Dor düzeninde silmelerle süslü bir çeşit propylon biçimli birer oda vardır. Kapı üst çerçevesinin taenia ve regulae ögeleri ile profillendirilmesi, Atina Akropolü'ndeki Propylaia'yı andirmaktadır. Bir lon tapinaği içinde kullanilan bu Dor ögeleri, Hellenistik Dönem'de, M.O. 2. yüzyılda başlayacak olan karma düzenin bir öncüsüdür.
Bilicilik odasınin girişindeki ve içindeki Korinth başlikları tip ve stil bakımindan Epidauros klasik örneğine çok yakındırlar. Alt siradaki akanthus yapraklarinin üst siradakilerle olan orani ve yapraklarin duzenlenişi, ayrica volütlerin tektonik ve taşiyicı bir öge özelliği göstermeleri yönünden Didymaion başlıkları, Epidauros'un kanonik örneği ile büyük benzerliğe sahiptirler. Milet' teki Laodike yapisı, Belevi (Lev. 95) ve Olba başlıkları (Lev.93 a) da aynı tipe girerler. Laodike yapısı büyük bir olasilıklall. Antiochos' un (M.Ö. 251-246) karisI adina inşa edildiğine göre, yukarida değinilen örneklerle birlikte Didymaion örneğinin de M.O. 3. yüzyılınilk yarısına ait olduğu anlaşılmaktadır. Didymaion başlıklarinin işçilik ve nitelik bakimindan Laodike örneklerinden üstün olduğu göz önüne alinirsa
Didyma'dakilerin daha önce yapılmiş ve model olarak kullanilmiş olduklarıni kabul etmek olasidr. Gerçekten, Didymaion başliği, yaprakların ve volütlerin düzenlenmesinde görülen klasik anlamdaki sadelik ve ölçü bakimindan, Anadolu örneklerinin Epidauros örnegine en yakın olanidr. Böylece chresmographeionun ve pronaosun da hemen 3. yüzyılın başında tamamlanmiş olduğu anlaşılmaktadır. Aslında bilicilik, Didim'deki Didyma Apollon Tapinag'nin en önemli özelliğini oluşturduğuna göre, chresmographeion ve onunla doğrudan dogruya bir bütün oluşturan pronaosun şüphesiz ki yapılmasına ilk olarak başlanan ve en önce tamamlanan bölümler olduğu açıktır. Buna karşın, Antelerle kuzeybatı ve güney kögelerindeki dörtkösşe sütunları süsleyen kanatlı kadın büstleri ve onların vücutlarınin alt
kismini oluşturan akanthus yaprakları H. Knackfuss' un belirtiği gibi M.O. 150-100 yillart arasında yapılmış olmalidırlar.Her iki geçitin alt ucunda, tavanı karelerle, kapisi da Dor düzeninde silmelerle
sislü bir çeşit propylon biçimli birer oda vardır. Kapı üst çerçevesinin taenia ve regulae ögeleri ile profillendirilmesi, Atina Akropolü'ndeki Propylaia'yı andirmaktadır. Bir lon ta-
oinaği içinde kullanilan bu Dor ögeleri, Hellenistik Dönem'de, M.O. 2. yüzyılda başlayacak olan karma düzenin bir öncüsüdür.
Bilicilik odasınin girişindeki ve içindeki Korinth başlikları tip ve stil bakımindan Epidauos klasik örneğine çok yakındırlar. Alt siradaki akanthus yapraklarinin üst siradakilerle
olan orani ve yapraklarin duzenlenişi, ayrica volütlerin tektonik ve taşiyicı bir öge özelliği göstermeleri yönünden Didymaion başlıkları, Epidauros'un kanonik örneği ile büyük
benzerliğe sahiptirler. Milet' teki Laodike yapisı, Belevi (Lev. 95) ve Olba başlıkları (Lev.93 a) da aynı tipe girerler. Laodike yapısı büyük bir olasilıklall. Antiochos' un (M.Ö. 251-246) karisI adina inşa edildiğine göre, yukarida değinilen örneklerle birlikte Didymaion örneğinin de M.O. 3. yüzyılınilk yarısına ait olduğu anlaşılmaktadır. Didymaion başlıklarinin işçilik ve nitelik bakimindan Laodike örneklerinden üstün olduğu göz önüne alinirsa Didyma'dakilerin daha önce yapılmiş ve model olarak kullanilmiş olduklarıni kabul etmek olasidr. Gerçekten, Didymaion başliği, yaprakların ve volütlerin düzenlenmesinde görülen klasik anlamdaki sadelik ve ölçü bakimindan, Anadolu örneklerinin Epidauros örnegine en yakın olanidr. Böylece chresmographeionun ve pronaosun da hemen 3. yüzyılın başında tamamlanmiş olduğu anlaşılmaktadır. Aslında bilicilik, Didim'deki Didyma Apollon Tapinağ'nin en önemli özelliğini oluşturduğuna göre, chresmographeion ve onunla doğrudan doğruya bir bütün oluşturan pronaosun şüphesiz ki yapılmasına ilk olarak başlanan ve en önce tamamlanan bölümler olduğu açıktır. Buna karşın, Antelerle kuzeybatı ve güney köşelerindeki dörtkösşe sütunları süsleyen kanatlı kadın büstleri ve onların vücutlarınin altkismini oluşturan akanthus yaprakları H. Knackfuss' un belirtiği gibi M.O. 150-100 yilları arasında yapılmış olmalidırlar.
İç peristasis, yani iç sutunlar sarası, M.Ö.2. yülyıl ilk yarısında yada ortasında tamamlanmış olmalıdır. Çünkü bu presistasise air bazı başlıklarda valötlerin iç köşesinde görülen ankanthus yaparaklarının işlenişi, adthon pilaserlerindei akanthus yaparalarının anımsatmadadır. Bazı başlıklar öeneğin bugün ayakta duran üç surun başlıkları, klasik ve arkademik bir stil gösterir. ANcak kanişlerin alt kenaları ya şeklinde kaybedim düz bir çizgiye dönüştüğü için bir bu başlıklar 2. yüzyılıdan önce yapılmış olmaza. Yarıca aynı başlıkların yumurta dizili ve volütleri çok yüzeysel işlenmiş olduklarından 2. yüzyılın ortalarında başlyan ortak çıkan Hermogen tipi başlıklarından farklıdırlar;çünküHermogenes tipi başlıklar,ışık ve gölge ıyunu oluşturmak için derin işlenmişler. Dış stun srırası ise bütünyle başka bir stil gösrerir. Doğu yönde dış peristasisin ortadaki sekis sütun kaidesi Roma Çağı'ndandır. Örneğin kaide, süs motifleri ve fügürlü kabatmaları bakımından karakteristik bir Roma işçiliğini gösterir. Belkide kaideler, Didim'deki Didiyma Apollonu'nun yerlerini almaya çalışan Caligula (M.S. 37-41) zamnalrında yapılmıştır. Boğa grifon başları ve dış stun sırasının iki köşesindeki tanrı büstleri (Zeus,Apollu,Arteis veLeto) ile süslü başlıklar ise, çekici Barok stilleri bakımından M.S2. yüzyıl karekterinde eserlerdir. Bunun yanısıra aynı şekilde dış stun sırasının architravı üzerindeki firiz oluşturan Medusa başları da (Lev.105 a) M.S.2. yüzyılda tammalanmış olup,figürlü başlıklarla birlikte olasılıkla Aphrodisias kent ustaları tarafından işlanmişlerdir.
Tapınağın 15m. güneyinde yedi basamaklı vir stadyum bulunuyor. Bazı oturma sıraları üzerinde Geç Helenistik Dönemi'e ilişkin adalar kazınmıştır. Bu stadyumda,Diidm'deki Didyma'nın dinsal törenleri bağlı olrak yapılan kutsal yarışların düzenlendiği anlaşılmaktadarı. Didim'deki Didyma kazısı Adrae Furtwangle tarafından yürütülmektedir.